Kayıtlar

Feministler Ne İster?

  Feminizm, "erkek düşmanlığı" değildir. Peki derdimiz düşmanlık değilse, bizce hiç adil olmayan bu düzen içerisinde neler isteriz? Sesimizi ne uğruna bu kadar güçlü çıkartırız birlikte bakalım.  * Kadınlarda ve çocuklara yapılan her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını isteriz.  * Kız çocuklarının eğitim hakkının elinden alınmaması, çocuktan gelin olmaması, çocuğun çocukluğunu yaşaması için uğraşırız.  * Cinsiyet temelinde ayrımcılık yapmamak için çıkartılan yasaların sadece imzada kalmaması için hatırlatmalar yaparız.  * Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet ve istismarın son bulması, bunu yapanların en ağır cezayı alması için elimizdeki bütün imkanları kullanırız.  * Aile içerisindeki sorumluluğun cinsiyet ayırt etmeksizin eşit bir şekilde paylaştırılmasını isteriz.  * Kadınların siyasi, sosyal ve ekonomik hayatında karar verme yetkilerine müdahale edilmemesi için çalışırız.  * Yerel yönetimlerde milleti temsil eden koltuklarda kadın...

Ataerkillik Can Alıyor

  Bu ülkede sadece bu ay işlenen kadın cinayetlerinden haberiniz var mı? 6 kadın babaları, 2 kadın oğulları, 10 kadın evli oldukları erkekler tarafından öldürüldü. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 15 Mayıs 2024 de Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgeseli ve Eylem Planını duyurmuştu. Sonuçlar ortada. Erkeğin reis kabul edildiği ataerkil sistem içerisinde kadınlar ölüme terk ediliyor. Şiddet normalleştiriliyor. Aile odaklı politikalar kadınların ve çocukların hayatını karartıyor. Manisa’da 19 yaşındaki kadın yanında 3 yaşındaki çocuğuyla sokak ortasında şiddete uğruyor. Adli mercilere 14 yaşından beri şiddete uğradığını anlatıyor. 19 yaşında bir kadını korumaktan aciz adli merciler bu duruma yıllarca seyirci kalıyor. Sonuç; gencecik şiddet mağduru, hayatı elinden alınmış bir kadın ve küçücük bir çocuk. Yetkili makamlar 14 yaşında hamile kalan bu kadına okula gittin mi diye sormuyor. Aileyi güçlendireceğiz diyenler o aile içerisinde kadınların ve çocukların yaşadı...

Kıt Aklından Uzundur Etek Boyum

  Ben bir kadınım. Eksik yada yarım değilim. İrademi, mantığımı, vicdanımı kullanma özgürlüğüm var ve bu kimsenin tekelinde değil. Sokağa çıkacağım saatlere ben karar veririm. Toplum baskısı değil. Gece 3’de sokakların kadınlar için güvenli olmaması koskoca bir ülke için normalleştiriliyor. Es kaza o saatte dışarda görülen bir kadına farklı bir gözle bakılıyor. “Gece sokaklar tekin değil. Kadın olsun otursun evinde. O saatte dışarda ne işi varmış? “ Sanane kardeşim! Sokaklar senin tekelinde mi? Senin edepsizliğin benim özgürlüğümün önüne çıkıyorsa ben değil sen edebine sahip çıkacaksın. Dışarda gördüğün kadına tacizde bulunmak gibi bir pislik yaptığın zaman kadının etek boyuna suç bulmayacaksın. Kadın bedeni kadınındır. Etek boyu dahil hiçbir konuda söz hakkı senin kirli zihniyetine ait değil. Rahatsız mı oldun? Gözünü kapat. Kapatmıyor musun? Yolunu değiştir. Benim etek boyum sana dert olmasın yani. Etek boyuma kafa yorana kadar yaşadığın dünyadaki küresel sorunlarla i...

Kurdun Değil Yurdunum

  Kadın kadının kurduymuş. Kim uyduruyor bunu? Ataerkil zihniyet bu tarz düşüncelerden beslenip daha da güçleniyor işte. Baktılar erkeği kadına, kadını da erkeğe düşman edemiyorlar; en iyisi kadını kadına düşman edelim de toplumsal cinsiyet eşitliği fikrinin önüne geçmiş olalım, kadını düşmanlıkla bir tutarak aşağı çekelim diye özlü sözler kıvamında yalanlar uydurmaya başladılar. Kurdun değilim senin kadın. Üzüntünü ciğerlerime kadar hissedebilirim. Ortak gözyaşlarında ve aynı duygularda buluşabiliriz seninle. Seni anlayabilirim. Sahip olduğun imkanlara, kazandığın başarılara sevinebilirim. Rol modelim olursun mesela. Seni kıskanmak şöyle dursun tutar senden bir başarı hikayesi yazarım. En önde alkışlarım seni. Kurdu hemcinslerinde aramayı bırak kadın. Zaten hayat yeterince zor. Kol kanat germek, birbirimize yurt olmak varken bu gereksiz düşman zihniyetinden ancak kadın düşmanları kârlı çıkıyor. O yüzden aç gözünü. Kadın kadının kurdu falan değil yani.   Saçmalamayı bi...

Feminist Anneler

  Çocuk büyütürken izlediğin belli bir yol, yöntem var mı? Kulağa tuhaf gelebilir ama ben aileden gelen bazı döngüleri kırmak adına onlardan gördüğümün tam tersini çocuğuma uyguluyorum. Döngülerden kastım ilk önce cinsiyet ayrımını ortadan kaldırmak elbette. Evlat evlattır. Kız evlat, erkek evlat diye ayırmak akla, mantığa vicdana sığmaz. Henüz 5 yaşında bir kız evladım var. Bebek, mutfak seti gibi cinsiyetiyle bağdaştırılan oyuncaklardan daha çok arabası var. Hatta bugünlerde akülü araba isteği ağır basıyor ve bu beni hiç rahatsız etmiyor. Oyuncakların cinsiyeti yoktur çünkü. Erkek çocuğum olsaydı eğer, benimle birlikte sofrayı kaldırabilir, ev işlerinde yardımcı olabilir ve kapasitesinin yeteceğini bütün sorumlulukları alabilir olurdu. Nihayetinde ev içerisindeki sorumluluklar da sadece kadına ait değil. Ev ortak yaşam alanı sonuçta. Bazı değerleri küçük yaşta öğretmek hem kız hem de erkek çocuklarımızın geleceği açısından yol gösterici olacaktır. Ben feminist bir anneyim. ...

Sadece Kadınlar mı Feminist Olur?

  Feminizm deyince akla ilk gelen erkek düşmanlığı oluyor. Bu yanılgıyı ortadan kaldırmak için önce Feminizm nedir sorusunu cevaplayarak başlayalım. Feminizm, kadının toplumsal ve siyasal haklar bakımından erkeklerle eşit olması gerektiğini savunan bir dünya görüşüdür. Yani felsefesi düşmanlığa değil eşitliğe dayanır. Feminizm görüşüne sahip olan bireyler öyle “kahrolsun erkekler” diye bağırarak meydanlarda dolaşmaz. Haklar bakımından her iki cinsin eşit olması gerektiğini savunan bir düşüncenin düşmanlıkla eş değer görülmesi mantıksız ötesi bir durum. Neyse ki feministler artık her platformda kendini daha iyi açıklıyor ve bu düşmanlıklan beslenen gereksiz ön yargıyı kırıyor. Bir de feminist deyince akıllara sadece kadınların gelmesi sorunsalı var ki bu oldukça trajikomik bir durum. Bir erkekten de pekâlâ feminist olabilir. Hatta çok da güzel olur. Cinsiyet ayırt etmeksizin bir bireyin eşitliği savunmasının nesi kötü olabilir? Aksine bu onun vicdanlı ve en temel insan hakları...

Söyleyecek Sözümüz Var

Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini çocukluk yıllarında keşfeden dezavantajlı kadınlarız biz. Söyleyecek çok sözümüz var. Yaşadıklarımızın adının eşitsizlik olduğunu bilmeden cinsiyetimizden nefret ettirildik önce. Erkek kardeşimiz o tatile arkadaşlarıyla rahatça giderken, bize söylenilen sözde teselli cümleleriyle avunmamız istendi. “ Evlenince kocanla gidersin. “ Neden? Neden insanların rahatça gidebileceği bir tatile evlenince kocamla gidiyorum? Bir yerden başka bir yere gitmek için kocaya mı ihtiyacım var? Ayaklarım, iradem, aklım, beynim yok mu benim? Onu benden fazla yapan ne? Cinsiyeti mi? Bir kız çocuğu olarak arabalara, takım çantalarına meraklı olma lüksümüz olmadı mesela. O erkek işiydi(!) Bebekler, beşikler, mutfak setleri varken takım taraba neyin nesiydi? Ev dışında bir hayatımız olamayacağı fikri temiz beyinlerimize ufak ufak işlenirken, henüz gerekli soruları soramayacak kadar küçüktük. Erkekleri fazla yapan neydi onu da anlayamamıştık. En afillisinden sünnet düğünleri gö...