"Çalışma Kızım O Zaman": Çalışan Annelerin İş Hayatındaki Sessiz Çığlığı ve Mobbingin Hukuki Bedeli


​Türkiye'de binlerce kadın, anneliği kariyerleriyle birleştirme mücadelesi veriyor. Ancak bu mücadele, çoğu zaman işverenlerin önyargıları ve sistematik psikolojik taciz (mobbing) ile zorlu bir savaşa dönüşüyor. Küçük çocuğu olan bir çalışan anne olarak yaşadığınız zorluklar, ne yazık ki münferit bir olay değil, derin bir toplumsal ve kurumsal sorunun yansıması.

​Bu yazıda, çalışan annelerin iş hayatında karşılaştığı mobbing türlerini, yasal haklarını ve benim de bizzat yaşadığım o incitici cümleyi, yani "Çalışma kızım o zaman!" tavrının hukuki sonuçlarını mercek altına alacağız.

​ Anneliğin Bedeli: Mesai Saati Baskısı ve İşyerinde Ayrımcılık

​Küçük bir çocuğa sahip olmak, bir kadının profesyonel yetkinliğini ortadan kaldırmaz; ancak bazı işverenler için bu, ne yazık ki ayrımcılık için bir "fırsat" olarak görülür.

​Çocuğunuzun beklenmedik bir sağlık sorunu, kreşin kapanması ya da sadece onunla geçirilmesi gereken mesai saatlerindeki yasal düzenlemeler (örneğin, süt izni, yarım çalışma hakkı), işverenin gözünde sizi "sorunlu" bir çalışan haline getirebilir. İşte tam bu noktada, o küçümseyici ve yaralayıcı ifadeler devreye girer: "Çocuğunla ilgilenmek bu kadar zorsa, çalışma kızım o zaman!"

​Bu cümle, basit bir söz değil; bir çalışanın profesyonel kimliğine, emeğine ve anneliğine yönelik psikolojik bir tacizdir (mobbing). İşin özü şudur: İşveren, anayasal bir hak olan anneliği ve yasal haklarınızı (esnek mesai, izinler vb.) bir baskı aracı olarak kullanmaktadır.

Unutmayın: Annelik, bir işe alım veya kariyer engeli olamaz. Yasal haklarınızı kullanmanız nedeniyle size farklı muamele yapılması, "eşit davranma ilkesine aykırılık" ve "cinsiyet temelli ayrımcılıktır".


​ Mobbing ve Ayrımcılığın Hukuki Zemini: Tazminat Hakkınız Var!

​Benim gibi, işvereninin bu baskıcı ve ayrımcı tutumu nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshetmek zorunda kalan veya tazminatını alamadığı için hukuki yollara başvuran binlerce çalışan anne var.

​Çalışan annelerin, çocuk bakımı ve iş-yaşam dengesi nedeniyle karşılaştığı ayrımcı uygulamalar, İş Hukuku açısından önemli sonuçlar doğurur:

​1. Haklı Fesih ve Kıdem Tazminatı

​İşverenin, çalışma saatleri veya çocukla ilgili nedenlerle sistematik baskı, görev değişikliği, maaş kesintisi veya küçümseyici tavır sergilemesi, çalışan anne için haklı fesih nedenidir. Bu durumda, işçi istifa etse dahi, kıdem tazminatına hak kazanır.

​2. Mobbing ve Ayrımcılık Tazminatı Davaları

​Yaşadığınız o incitici cümle ve sistematik baskı, manevi bir yıkımdır. Hukuk, bu yıkımı karşılıksız bırakmaz:

  • Manevi Tazminat: Yaşadığınız psikolojik tacizin (mobbingin) ispatlanması halinde, işverene karşı manevi tazminat davası açabilirsiniz. Yargıtay kararları, özellikle anneliğe dayalı ayrımcılık ve mobbingde manevi tazminatın önemini vurgulamaktadır.
  • Ayrımcılık Tazminatı: İş Kanunu'na göre, cinsiyet temelli ayrımcılığa uğrayan işçi, dört aya kadar ücreti tutarında ayrımcılık tazminatı talep edebilir. "Çalışma kızım o zaman" tavrı, tam olarak bu ayrımcılığın somut göstergesidir.

​Hukuki Mücadelede Nasıl Öne Çıkılır?

​Benim kendi davamda tazminatımı alamama ve ardından mahkemeye gitme kararım, pek çok anne için bir yol haritası niteliğindedir. Hukuki süreçte güçlü durmak için:

  1. Delil Toplayın: Mobbing ve ayrımcılık iddialarınızın en önemli dayanağı delillerdir.
    • Yazılı İletişim: Mail, mesaj veya not defterinizdeki tarihli kayıtlar.
    • Tanık Beyanları: Mesai saatlerindeki sıkıntıya şahit olan veya küçümseyici ifadeyi duyan çalışma arkadaşları.
    • Hukuki Süreç: İş akdinizi haklı nedenle feshetmeden önce, durumu noterden ihtarname ile işverene bildirmek, davanızda elinizi güçlendirir.
  2. Yasal Haklarınızı Bilin: Türkiye'de çalışan annelerin; süt izni, doğum sonrası ücretsiz izin, yarım çalışma hakkı gibi pek çok yasal hakkı vardır. Bu hakların engellenmesi veya kullanılması nedeniyle baskıya maruz kalmak, mobbingin ta kendisidir.

Sonuç olarak: Türkiye'de çalışan anneler, sadece kariyer ve annelik arasında değil, aynı zamanda saygı ve ayrımcılık arasında da mücadele ediyor. Bu mücadeledeki tek başınalık hissi, "Çalışma kızım o zaman!" diyen bir işveren sesiyle dağıtılmak istense de, unutulmamalıdır ki yasal zemin ve haklar, daima çalışanın yanındadır.

​Mücadelemiz, sadece kendi tazminatımız için değil, bizden sonra gelecek ve anneliği ile kariyerini birleştirmek isteyen her kadın içindir.

Siz de bu konuda yaşadıklarınızı paylaşmak veya hukuki süreçlerle ilgili bilgi almak ister misiniz?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tabiki Mükemmel Değilim

Dikkat! Sevgi Sandığın Şey Alışkanlığın Olabilir

Kendi Galaksimin Mimarıyım: Birinin 'Bir Şeyi' Olmaktan Kendi 'Kendim' Olmaya