Kayıtlar

Tabiki Mükemmel Değilim

 Ne zaman kaybettik sadece kendimiz olabilmeyi? Toplumsal rollerin eşit dağıtılmadığı bu asırda aslında ne çok gereksiz yükler yükledik üzerimize. İş yerinde hatasız iş kadını, eve gelince harika bir anne, kusursuz bir eş, bakımlı bir kadın, evini tertemiz yapan muhteşem bir ev hanımı... İşte bu yüzden tüketiyoruz kendimizi. Aslında erkekle eşit olduğumuz rolleri tek başımıza yüklenmeye çalışıp birini eksik yaptığımızda yaşadığımız tükenmişlik duygusuyla baş etmeye çalışırken tükeniyoruz.   Tüm bu rollerin aynı anda tek bir kadının üzerinde olması gerektiğini kim söylüyor? İnanın buna bile erkekler karar veriyor. Hayatın olağan akışına uygun görülen toplumsal normlarda bile öncelik erkeğin memnun olması. Oysaki hiçbir kadın erkeği memnun etmek için gelmedi bu dünyaya. Kadın, birinin kızı, öbürünün eşi olduğu için sadece var olduğu için kadındır. Seçim yapmaya hakkı vardır ve asla mükemmel olmak zorunda değildir. Nihayetinde insandır bu. Annelik yaparken yorulması, bazen s...

Dikkat! Sevgi Sandığın Şey Alışkanlığın Olabilir

 Sevgili kız kardeşim,  belki farklı yerlerdeyiz seninle. Belki de hiç görmedik birbirimizi. Sesimizi değil sözümüzü ulaştırma umuduyla yazıyorum sana bunları. Dilerim sana da umut, ayağa kalkmak için de ışık olsun. Kimseye muhtaç olmadığını unutma. Adına sevgi denilen ve senin hayatını köleleştiren o duygu sevgi değil alışkanlık. Sevgi incitmez çünkü. Sana kötü hissettirmez. Sevginin olduğu yerde değersizlik duygusu barınmaz. İyileştiren bir duygudur sevgi.  Kendini ait hissetmediğin yer seni hasta eder ve günden güne kötüleştirir. Lütfen orada durma. Sen kendini bulduğun yere aitsin. Gücünün farkında ol. Kendi paranı kazan mesela. Mutlaka bir meslek edin. Eğer okumadıysan ne yap et, alternatif yollar bul ve oku.  Uğruna hayatından vazgeçtiğin kim varsa seni terk edebilir. Kariyerin ve paran hariç. Maddi gücün her zaman elinde olsun. Gitmen gereken yerde kalmak için zorlama. Gücünü topla ve git. Zor olacak biliyorum. Yolların çiçekli demiyorum. Sadece sonunda kendi ...

Vizyonu Dünyaya Örnek Lider Atatürk

 Kadın hakları konusunda dünyaya örnek teşkil etmiş tek liderdir Mustafa Kemal Atatürk.  Çağının ötesinde geniş bir vizyona sahip olduğunu çeşitli yerlerde yapmış olduğu konuşmalardan anlayabiliyoruz. Özellikle kadına şiddetin arttığı bu dönemde ülkemizin şiddetle anılmasını değil, lideri Atatürk'ü takip ederek dünyaya örnek olmasını istiyoruz.  21 Mart 1923 yılında Konya'da yaptığı bir konuşmada; " Ben saygıdeğer hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak, tersine pek çok yönlerde onların üstüne çıkacak bilgi ve kültürle donanacaklarına asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle inananlardanım " diyerek kadınlarla ilgili vizyonunun büyüklüğünü ortaya koymuştur.  Toplumsal cinsiyet eşitliğiyle ilgili söylediği sözler ise bir milletin gelişiminin can damarını belirtir niteliktedir. " İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerle...

Ölmedin ki Yas Tutalım

 Her 10 Kasım'da içimde daha da çoğalan minnet duygularıyla yazıyorum bunları Atam. Biliyorum seni "anmak"tan öte "anladığımız" zaman yeşerecek çorak topraklarımız. "Benim naciz vücudum elbet birgün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır" dedin. Bu 10 Kasım'da kalbim yine Anıtkabir'de kaldı. İçimde büyüyen özlemle gezdim bastığın toprakları. Sayende sahip olabildiklerimi düşündüm. Kız çocuklarına okuma, fikirlerini söyleyebilme ve özgür olabilme hakkını verdiğin için teşekkür ederim Atam. Senin kız çocukların büyüdü. Sana verdikleri sözü tutabilmek, devrimlerini koruyabilmek için canla başla çalışıyor. Biliyoruz gölgen hâlâ üzerimizde. Her umutsuzluğa düştüğümüzde biliyoruz ki izinden gidiyoruz. Bir tek o yolu biliyoruz. İlelet!  Sen hiç ölmedin ki yas tutalım. Bizimkisi yokluğuna isyan. Sarılıyoruz devrimlerine. Her düştüğümüzde ışığına tutunup ayağa kalkıyoruz. Bu cumhuriyeti kurarken nasıl pes etmediysen bizl...

İstanbul Sözleşmesi Yaşatır

 Bir gece ansızın İstanbul sözleşmesinden çekildiğimizi öğrendik.  Sonrasında tam bir kaos ortamı oluştu. Kadınların ve çocukların yaşam hakkını koruyan bu sözleşmeden çekildiğimiz günden bu yana kadın cinayetleri hızla artmaya başladı. Güvencemizin elimizden gitmesi en çok cani ruhlara yaradı. Kanundaki boşluklar, güvenlik zaafiyetleri ve cezasızlık politikasıyla kadınların yaşamları hiçe sayıldı. Şimdi elde avuçta sadece 6284 sayılı kanun kaldı. Onun da uygulanmasında ciddi sıkıntılar var. Bu yüzden kadınlara her ortamda bu kanunu dikkatlice okumalarını ve eğer şiddet durumundan korunmaya ihtiyaçları varsa 6284'ü yetkili birimlere hatırlatmalarını ve bu kanun kapsamında korunma istemelerini hatırlatıyoruz. Böylece  birbirimizin can güvenliğini korumaya ve kanunu elimizden geldiği kadar uygulatmaya çalışıyoruz. Bizimkisi karınca misali yolda olmak aslında. Tabiki bu mücadelemizin olumlu sonuçlandığı örnekler oluyor. Olmaya da devam edecek.  Biliyoruz ki bu konudaki ...

Kutsal Aile Dramı

"Annelik kutsaldır. Kadın anne olunca tek önceliği çocuğu olur. "  Lütfen sürekli birşeyleri kutsayan lügatınızı susturun artık. Kutsamak kolayınıza geliyor. Böylelikle kutsadığınız şeyle ilgili aklınızı kullanmanıza gerek kalmıyor. Annelik kutsaldır diye diye yıllarca kadınların üstüne gereksiz duygusal yükler yüklediniz. Bunu yaparken çocuğun iyiliğinin yolunun annesinin iyiliğinden geçtiğini düşünmediniz. Saçını süpürge etmesini istediğiniz kadınlar saçını taramayı unuttu. Böylelikle kurban psikolojisi mutsuz annelerden mutsuz çocuklara geçti. Ve o çocuklar büyüyüp depresif, şiddet eğilimli yetişkinler oldu. Nesilden nesile şiddeti büyüttünüz.  Annelik kutsal falan değildir arkadaşlar. Bir tercihtir sadece. Dünyaya getirdiğim çocuk dünyaya gelmeyi seçmiyor. Benim doğurma tercihim sonucunda dünyaya geliyor. Bu durumda ona neden hayatı boyunca bana borçluymuş gibi davranayım? Biliyorum ki ben onun duygularını tanıyabileceği rol modeliyim. Kendini tanıması, duygularını, davra...

Kız Kardeşlik Farkındalığı

30'lu yaşların basamaklarını hızla çıkıyorum. Bilgelik zamanı derler. Haklılar. 20'li yaşlarda göremediğiniz çoğu şey hakkında, 30'lu yaşlarda farkındalık sahibi oluyorsunuz. Dünyaya bambaşka bir pencereden bakıyorsunuz. Rakibiniz sadece kendiniz oluyor. Yarış halinde olmanın yorgunluğunu bitiriyorsunuz. Gün geçtikçe daha iyiye gidiyorsunuz aslında. Yaşlanmak değil yaş almak mesele.  30'lu yaşlar kalbinizdeki yarayı bile değiştiriyor. Elbette ki hayat bazen yaralanıp çoğu zaman iyileşecek gücü kendinde bulmak ve bunun için gerekeni yapmaktan ibaret. Kalbimde hep var olan kız kardeşlik duygusunun evrensel farkındalığını daha erken yaşlarda kazanabilmeyi dilerdim. Geç değil. Farkına vardığım yerden devam edip gerekeni yapıyorum şimdi.  Konusabildiğim her ortamda farklı şehirlerde, farklı hayatlar yaşasa bile hikayesi aynı olan kız kardeşlerime ses olmaya çalışıyorum. Aynı şehirde buluşamasak bile aynı duyguda, aynı gözyaşında buluşuyoruz. Kenetlenmek yakışıyor bize. Hep b...